Bir varmış, bir yokmuş… Ormanın kıyısında, küçük bir köyde annesiyle birlikte yaşayan sevimli mi sevimli bir kız varmış. Bu kız öyle neşeli, öyle yardımsevermiş ki köyde herkes onu sever, gördüğünde gülümsermiş. Ama onu asıl tanınır kılan şey, annesinin elleriyle ördüğü kırmızı kadife başlıkmış. O başlığı o kadar çok severmiş ki başka hiçbir şey giymez olmuş. Zamanla herkes ona "Kırmızı Başlıklı Kız" demeye başlamış.
Bir sabah annesi, elinde bir sepetle yanına gelip şöyle demiş:
“Büyükanne hasta yavrum. Bu sepetin içinde taze kek, ballı ekmek ve biraz da bitki çayı var. Ona götür, ama dikkatli ol. Ormanın içinden geçerken kimseyle konuşma. Yolundan sapma. Ve en önemlisi, hemen eve dön.”
Kırmızı Başlıklı Kız, başını sallamış. “Merak etme anne, çok dikkatli olacağım,” demiş ve yola koyulmuş. Orman, sabah güneşinde masmavi gökyüzünün altında sessizce uzanıyormuş. Kuşlar cıvıldıyor, yapraklar hafifçe hışırdıyormuş. Başta her şey sakinmiş.
Fakat bir süre sonra patikanın kıvrıldığı yerde uzun, gri tüyleri parlayan bir kurt çıkmış karşısına. Gözleri parlak, sesi ise yumuşakmış.
“Günaydın küçük hanım,” demiş sinsi bir tebessümle. “Nereye böyle tek başına?”
Kırmızı Başlıklı Kız, kurdun tehditkâr olabileceğini düşünememiş bile. Ne de olsa nazik konuşuyordu.
“Büyükanneme gidiyorum. Hasta, ona kek ve çay götürüyorum,” demiş.
Kurt başını eğmiş, sanki üzülmüş gibi yapmış.
“Ne düşünceli bir torunmuşsun,” demiş. “Ama neden biraz çiçek toplamıyorsun? Ormanda çok güzel papatyalar var. Büyükannen onları görünce çok sevinir.”
Küçük kız bir an durmuş, sonra etrafındaki çiçeklere bakmış. “Bu da doğru,” demiş. “Birkaç dakika oyalanırsam ne olur ki?” Ve sepetini bir ağacın dibine bırakıp çiçek toplamaya başlamış.
İşte tam da bu anı kollayan kurt, kıvrak adımlarla başka bir patikadan ayrılmış, büyükanneye giden kestirme yolu tutmuş. Kulübeye vardığında kapıyı çalmış. İçeriden yaşlı bir ses gelmiş:
“Kim o?”
Kurt ince bir sesle cevap vermiş: “Benim büyükanne, Kırmızı Başlıklı Kız.”
Büyükanne, kapının açık olduğunu söyleyince kurt içeri atlamış ve zavallı kadını bir çırpıda yutuvermiş. Ardından onun geceliğini giymiş, başlığı takmış ve yatağa yatmış. Perdeleri kapatıp beklemeye başlamış.
Kısa süre sonra Kırmızı Başlıklı Kız, elinde çiçeklerle kulübeye gelmiş. Kapıyı çalmış.
“Ben geldim büyükanne,” demiş. İçeriden boğuk bir ses duyulmuş:
“Gir içeri yavrum.”
Kız odaya girdiğinde bir tuhaflık sezmiş. Işık loşmuş, büyükanne eskisinden daha garip görünüyormuş.
“Büyükanne… kulakların neden bu kadar büyük?” demiş.
“Seni daha iyi duymak için, canım,” diye cevaplamış kurt.
“Peki ya gözlerin? Neden bu kadar iri?”
“Seni daha iyi görebilmek için.”
“Ellerin… çok tuhaf!”
“Seni daha sıkı kucaklayabilmek için!”
“Ve… ve ağzın… neden bu kadar kocaman?”
Kurt bu kez dayanamayarak bağırmış:
“Seni daha iyi yiyebilmek için!”
Ve bir anda yataktan fırlayarak küçük kızı da yutmuş. Artık kulübe sessizmiş. İçeride kurt mışıl mışıl horluyormuş. Ama ne var ki, ormanın derinliklerinde devriye gezen bir avcı, kulübeden gelen garip horultuyu duymuş. İçeriye girdiğinde yatağın üstündeki kurdu görmüş. Karın kısmı olağandışı biçimde şişmiş.
“Bu işte bir gariplik var,” demiş avcı ve dikkatlice kurdun karnını kesmiş. İçeriden önce büyükanne, sonra Kırmızı Başlıklı Kız sağ salim çıkmış! İkisi de sadece bayılmış ama kurt onları çiğnemeden yuttuğu için zarar görmemişler.
Kırmızı Başlıklı Kız, olanlardan sonra utançla annesinin sözlerini hatırlamış.
“Artık ormanda kimseyle konuşmayacağım,” demiş kendi kendine.
Ve gerçekten de bir daha yoldan sapmamış. Ne çiçek toplamış ne de yabancılara güvenmiş.
Avcı, kurdun içini taşla doldurup tekrar dikmiş. Kurt uyandığında kaçmaya çalışmış ama ağırlıktan dolayı sendelemiş ve oracıkta düşüp kalmış.
O günden sonra ormanın o bölgesi daha güvenli olmuş. Kırmızı Başlıklı Kız ise büyükannesiyle birlikte kek yiyip çay içtiğinde hayatın ne kadar kıymetli olduğunu, annenin sözlerinin ise boşuna söylenmediğini anlamış.
Ve masal da burada son bulmuş. Ama ders hep akıllarda kalmış:
Ne kadar nazik görünse de, her kurt tehlikelidir. Yoldan saparsan, başına iş alırsın.
Yorumlar
Yorum Gönder